Bizler için oldukça detaylı planlanan bootcamp programımızın ilk iki haftası, ön hazırlık programında da çalışma imkanı bulduğumuz “Python yazılım dili” hakkındaydı. Aslında bu iki hafta daha çok adaptasyon süreci gibiydi. Hem ön hazırlık sürecinde öğrendiğimiz konuları tekrar ediyor hem de bu yoğun bootcamp temposuna alışmaya çalışıyorduk.
Miuul, bizlere sadece teknik bilgiler öğretmekle kalmıyor, aynı zamanda konuları daha iyi öğrenebilmemiz için sektörde bilindik ve kendini kanıtlamış firmaların (FLO, Armut, Amazon gibi) gerçek veri setlerini kullanarak proje geliştirme imkanını da sağlıyordu.
Python modülünün ardından gerçek veri setleri ile harmanlanmış, konular üzerinde pratik yapabileceğimiz, sektör tecrübesi katacak, farklı bakış açıları kazandıracak ve her biri Vahit Keskin’in kendi söylemiyle “iş* aldıran serisinden” konular bizleri beklemekteydi.
Bootcamp’in 3. haftası CRM (Customer Relationship Management) konusunun işlendiği haftaydı ki bu hafta oldukça eğlenceli geçen, pizzanın yanında neden patates kızartmasının da alındığına dair kendi günlük hayatlarımızdan da örnekler verebildiğimiz, farkındalığımızı arttırdığımız eğlenceli bir modüldü. CRM, bir şirketin mevcut ve potansiyel müşterileri ile olan etkileşimini yönetmek, tüketim davranışlarına segmentlere ayırmak ve her segmente özel kampanyalar oluşturmak için kullandığı bir yöntemdi aslında. Bu yöntemleri uygulamak şirketlere veri analizinden güç alarak emek, zaman, maddi ve manevi olarak fayda sağlamakta.
CRM haftasında, aslında günlük hayatımda sıkça karşılaştığım ancak hiç farkında olmadığım konular hakkında bilgi edinmek muhteşemdi. Örneğin firmaların neden sadakat kartı olduğunu, daha fazla alışveriş yapmamız için arka plandaki çeşitli gizli ipuçlarını öğrenmiş, karşılaştığım benzer durumlar için farkındalığım artmış, muhakeme yeteneğim de gelişmişti.
Kursun ilk ayını ise “Ölçüm Problemleri (Measurement Problems)” modülü ile tamamlamıştık. Bu modülde “bir ürünü satın aldıran nedir?” sorusu üzerinde yoğunlaştık ve satın alma kararlarımızı etkileyen çeşitli faktörlerin varlığından bahsettik. Satın alma kararlarımız üzerinde oldukça önemli iki faktör olan “sosyal kanıt (social proof)” ve “kalabalığın bilgeliği (the wisdom of crowds)“ kavramlarına değindik.
Günlük hayatımızda aldığımız bir ürünü, üründen memnuniyet derecemize göre puanlandırıyor, o ürünü yorumluyoruz. Veya bir ürün satın almak istediğimizde başka kullanıcıların ürün için verdikleri puanları inceleyip ürün hakkında yazdıkları yorumları okuyoruz. Bu modülde bunların arka planda nasıl ve neye göre yapılabildiğini öğrendik. Bu sayede herhangi bir online alışveriş platformuna girdiğimde karşılaştığım yorum ve puanlamaların alışveriş sürecime olan etkisini daha iyi anlayabilmeye başladım. Modülün böylesine günlük hayat problemleri ile iç içe olması çok eğlenceliyken aynı zamanda bireysel farkındalığımı artırmamda da oldukça faydalı olmuştu.
Hem teknik bilgi hem de yan beceriler (soft skills vb.) açısında inanılmaz yoğun ancak bir o kadar da eğlenceli geçen ilk ayın ardından ara tatile sadece bir hafta kalmıştı. Ara tatilden önceki son modül ise “Tavsiye Sistemleri (Recommendation Systems)” konusuydu.
Sıkça kullandığımız online yayın platformlarında bir film izledikten sonra benzer filmlerin önerildiğine şahit olmuşsunuzdur. Ya da bir müzik platformunda, müzik zevkinize uygun yeni önerilerle karşılaşmışsınızdır. Gözetlendiğinizi hissedeceğiniz kadar doğru ve yerinde olan bu önerilerle hepimiz temas etmişizdir. Bu durum, yine Miuul sayesinde farkındalığımın oldukça arttığı bir konu olan tavsiye sistemleri sayesinde sağlanmakta. Yani sadece kullanıcıya özel olarak kullanıcının zevklerine, tüketim alışkanlıklarına uygun hazırlanan öneri listeleri şirketler tarafından şıkça başvurulan bir yöntem. Tabi bu listeler size özel olarak hazırlanırken bazen kullanıcı tabanlı, içerik temelli veya işbirlikçi filtreleme yöntemleri kullanılmakta. Bebek bezi ve bira gibi birbiri ile alakasız görünen iki ürün arasındaki ilişkiyi yorumladığımız kısımdan ise bir sonraki yazımızda değineceğiz.
Fiziksel olarak yorucu ve yoğun geçen bu modülü bitirdikten sonra kişisel olarak çok farklı bir noktada olduğumu hissediyordum.
Bootcamp’in 5. haftasını bitirdiğimizde bir haftalık ara tatile girmiştik. Yoğun geçen ilk 5 haftada tahminimden ve beklentimden oldukça fazla bilgi edinmiş, deneyim kazanmıştım. Ara tatilde eksik hissettiğim konuların üstüne düşebilmek, öğrendiğim konularda projeler yapabilmek için oldukça verimli bir zamanım vardı.
Ara tatilde “Gambiters” ekibi olarak grup arkadaşlarımla bir araya gelip çalışmalar yapıyorduk. Bu süreçte birlikte gelişmek ve değişmek en keyiflisi ve önemlisiydi. Birbirimizden öğrenecek çok fazla şeyimiz vardı.
Bootcamp sürecimin ilk yarısında yorulduğum ve ders çalışırken zorlandığım anlar tabi ki oldu ama böyle anlarda baltaları bileyen ormancının hikayesini düşündüm. Biraz durulup kendime zaman verdim. Böylece durularak hem kişisel hem de bootcamp sürecim için farkındalığımı artırıp daha çok işi daha kaliteli yapabilmeyi başarmıştım. Önemli olan, bu yolda sürekli devam edebilmekti.
Bootcamp başlayalı 5 hafta olmuştu ve bir gün, Ocak 2023'teki Deniz’i düşündüm. Sektörde sadece 1 aydır var olmasına rağmen kendine sıfırdan bir kariyer inşa etmek için uğraşan, sıfır noktasındaki o kızı. Çıktığım yol zorluydu ama zamanla eğitime başlamadan önce hayal ettiklerimden bile daha fazlasını yapabildiğimi gördüm. Bu da hem doğru yolda olduğumun hem de (belki de en önemlisi) yola doğru insanlarla çıktığımın kanıtıydı. Bugün olduğum noktada, geçmişteki ben’e kıyasla çok daha bilgili ve özgüvenli olduğumu hissediyorum.
Veri bilimini “Veri Adam” olarak gördüğüm canım Vahit Keskin Hocam öğretti, onun sayesinde bugün olduğum bu noktadayım.
İyi ki Miuul.